Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış.
Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
Sonuç:
Kolay kazanılan, kolay kaybedilir. Dev gibi eserler verebilmek için, karınca gibi çalışmak gerekir, derler.
Hikayeler
- Mutlu Evliliğin Sırrı
- EŞŞEK YOKSA AMERİKALI VAR...!
- Dünya Bankası'na ayar çeken Türk çoban
- Abdulhamid Han Hz.leri ve dilsiz çocuk
- Çeketini satıp osmanlıya asker olan pakistanlı
- Gazze cephesindeki türk topçusunun kahramanlığı
- Kırmızı Başlıklı Kız Masalını Bir De Kurttan Dinleyin!
- Resimdeki hatayı gösterenler ve düzeltebilenler
- Yunan ve Türk şirketleri arasındaki fark
- Bal isteyen kuş porsuğu nasıl kullanır?
- Yahudiden ticari sır aldığını zan eden müslüman
- Okunası İbretlik bir Hikaye - Kuyruk Acısı
- Kavak Ağacı ile Kabak
- TİMUR'UN SIRRI
- Yapılan iyilik hemen unutulur