Efkar | Konular | Kitaplar

Turkey Türkler'in mi? OKUMAYAN KALMASIN...

Kasım 1908...
Meşrutiyet ilan edileli üç ay olmuş.
İstanbul'da hareketli saatler.
Çünkü yeni bir banka kuruluyor.
Henüz Turkey devleti dünya literatüründe yok.
İstanbul'da National Bank of Turkey'in açılışı yapılıyor.
Bu ülkenin adını taşıyacak harfler önce bankanın tabelasına yazılıyor.
Açılımı ise "Türkiye Milli Bankası"...
Topraklarımızdaki petrolün işletilmesi görevi ise Turkish Petroleum Company'e ait.
Görüldüğü gibi onun adının başında da "TÜRK" var.
Osmanlı imparatorluk sınırları içinde tam yetkili.
O petrolü çıkarıp satacak, gelen para yeni kurulan TÜRK MİLLİ BANKASI'na yatacak. Kulağa çok hoş geliyor.
Bankanın yönetim kurulu başkanlığına atama yapılıyor.
Adı Sir Henry Babington.
İngiltere kraliçesinin Sömürge Bakanlığı'nda Himdistan Genel Valisi olarak görev yapan Lord Elgin'in yanında yıllarca çalışıp pişirilmiş bir beyefendi.
Transvaal Savaşı'nı yöneten kabinede Kraliçe'nin Hazine Bakanlığı'na terfi etmiş.
Artık piştiğine göre "Yeni sömürge" adayına atanması lazım.
İşte tutmuşlar onu bizim topraklara göndermişler.
Adam sömürgeleştirmeden ve PARA'dan çok iyi anlıyor nasılsa.
Adı "TURKEY" olan bankanın başına oturtmuşlar.
Burada gösterdiği büyük başarılar onu gelecekte Bank of England'ın en tepesine kadar taşıyacak.
Yani İngiltere Merkez Bankası başkanlığına...
Yani Rotschild hanedanının bankasına...
İşte bu Sir Babington yönetim kurulu başkanı olduğu TÜRKİYE MİLLİ BANKASI'nın başına bir genel müdür atadı hemen.
O genel müdürün adı da Ernest Cassel'di.
Ernest Yahudi bir işadamıydı ve Kral Edward'ın yakın dostuydu.
Winston Churchill'in da kankasıydı.
Yahudi Ernest'in en büyük özelliği ise büyük bir FİNANSÖR'dü...
Sultan Abdülhamid'in devrilmesi için uygulanan PROJE'de PARA'lar ondan geliyordu. Tam on bin altın vererek içeride HAİNLER satın almıştı.
O hainleri de İngiliz Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Lord Sanderson'la görüşme şerefine gark etmişti.
İşte yerli işbirlikçilerin bastırmasıyla bir petrol şirketi ve bir banka ile girdiler bu ülkeye.
Osmanlı topraklarında petrolün haritasını çıkaran bir Padişah'ı devirdiler.
Bu yapı aynı zamanda Cumhuriyet tarihinde birçok bakanı ve müsteşarı tayin eden yapıdır.
Abdülhamid devrilir devrilmez bu yapı tarafından Said Halim Paşa Sadrazamlığa getirilmiştir.
Said Halim Paşa da Hazine-i Hassa'ya ait olan bütün toprakların işletmesini National Bank of Turkey'e vermiştir.
Yani adı Türk olan, yahudinin genel müdürlüğünü yaptığı İngiliz bankasına.
Yukarıda anlattığım tüm olaylar Süleyman Kayabaşı'nın 6. Baskı yapan "OPERASYON" adlı kitabında yazıyor.
Okuyun ve ağlayın. "Eğer adı TURKEY olan bankanın arşivleri açığa çıkarsa Milli Mücadele'de efsaneleşen bazı isimlerin...
İttihat ve Terrakkici olup bize kahraman diye yutturulan bazı komutanların nasıl hain olduğunu göreceksiniz.
Hain yaftası vurulan subay ve komutanların ise hangi amaçla karşı tarafa sızdırıldığını da anlayacaksınız.
Bu bankalardan hisse ve maaş alan Türkler...
Ve AYDINLAR...
Türklüğünüzden utanacaksınız..."
Aynen böyle yazıyor o kitabın sayfalarında.
Bugün YENİ TÜRKİYE'nin verdiği savaş işte hala içimizde olan bu YAPI iledir.
Tüm operasyonlar DÜNYA ENERJİ BORSASI olma yolunda kaçınılmaz bir sürece giden bu ülkeyi YÖNETME savaşıdır.
Ya biz... Ya da o YAPI ve HİZMETKARLARI...
Karar sizin, bizim, hepimizin!!!

BEKİR HAZAR..

Konular